İMOK (İstanbul Meslek Odaları Koordinasyonu)
SOKAK HAYVANLARI İLE İLGİLİ BASIN AÇIKLAMASI
Ülkemizde birçok olayda olduğu gibi hayvanlarda ancak üzücü olaylardan sonra gündem gelmekte, tartışılmakta ancak programlı bir çalışma yapılmadığı için bir sonraki üzücü olaya kadar unutulmaktadır. Nitekim Gaziantep’de iki köpeğin saldırısına uğrayan, ağır yaralanan yavrumuz da böyle bir talihsizlik yaşanmıştır. Kendisinin bir an önce sağlığına ve ailesine kavuşması hepimizin isteğidir. Bu olaya sebebiyet verenlerin de mevcut yasa hükümlerine göre cezalandırılması beklentimizdir. Bununla beraber benzer olayların bundan sonra da yaşanacağı kaygısını taşımaktayız.
Ülkemizde sokak hayvanları sorununa ilişkin atılan adımlar, genellikle mevzuat düzeyinde kalmış maalesef hayata geçirilememiştir. Sorun tamamıyla yerel yönetimlere havale edilmiş, merkezi yönetim tarafından desteklenmemiştir. İlgili meslek odalarının ve yerel yönetimlerde çalışan veteriner hekimlerin haykırışları yetkililer tarafından duymazdan gelinmiştir. Son meydana gelen olayda da esasen kanunla getirilen ve zaten bugüne kadar uygulanması gereken hükümler genelge ile duyurulmuştur. Ama yine plansız yapılan bu uygulamada, başta köpekler olmak üzere bu birimlerde çalışan veteriner hekimler, yardımcı personel ve yöneticiler zor durumda bırakılmışlardır. Genelge bazı vatandaşlar tarafından yanlış yorumlanmış, sokaktaki tüm hayvanların toplanmasına ilişkin bildirimler artmıştır. Diğer taraftan rutin çalışmalar için toplanan hayvanların bu genelge kapsamında toplandığını düşünen hayvan severler, görevlilere tepki göstermektedirler. Şunu da belirtmek isteriz ki mevcut bakımevi veya barınakların toplanacak köpekleri almaya kapasiteleri yetmeyecektir. Ülkemizde 922 belediyenin yalnızca 156sında bakımevi veya barınak bulunmaktadır. Bu barınakların çoğunda altyapı, medikal donanım, veteriner hekim ve yardımcı sağlık personeli eksiği bulunmaktadır. İstanbul’u dikkate aldığımızda halen birçok belediyede geçici bakımevi veya standartlara uygun bakımevi ve yeterli personel bulunmamaktadır. Mevcut olanlar ise kapasitelerini hasta ve yaralı hayvanların tedavisi ve rehabilitasyon hizmetlerinde kullanmaktadırlar. 09/07/2021 tarihinde yürürlüğe giren 7332 sayılı kanun ile nüfusu 75.000 den fazla İl, ilçe ve büyükşehir belediyelerine hayvan bakımevi kurma görevi verilmiştir. Diğer taraftan 2004 yılında çıkarılan Hayvanları Koruma Kanunu’na göre zaten belediyelerin bakımevi kurma, kısırlaştırma, aşılama görevi vardı. Ancak aradan 17 yıl geçmesine rağmen, çoğu belediye bakımevi kurmadığı gibi mevcut olanların birçoğu da insan ve hayvan sağlığı için elverişsiz hale gelmiştir.
Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2020’de ülkemizde ısırılma ve tırmalanma dolayısıyla hastaneye başvurarak kuduz aşısı olan kişi sayısı yaklaşık 268 bin civarındadır. Bu vakaların 63 bin’e yakını İstanbul’dadır. Isırma vakalarının büyük çoğunluğunun sahipsiz köpekler ve kedilerden kaynaklanmakta olduğu bilinmektedir. Özellikle büyük şehirlerde, kentleşme süreci ile beraber yaşam alanları daralan sahipsiz hayvanların refah ve sağlık sorunlarına bağlı olarak, çevre ve halk sağlığı sorunları giderek büyümektedir. Bunun önüne geçmenin tek yolu hayvanların ve insanların uyumlu şekilde yaşayacağı kentlerin yaratılmasıdır.
Son genelge ile başlatılan çalışmaların amacına ulaşamayacağı ve önümüzdeki günlerde daha önemli sorunların ortay çıkacağı açıktır. Zira 14 Ocak tarihine kadar kanunda tehlikeli ırk olarak belirlenen köpeklerin kısırlaştırılması, kimliklendirilmesi ve kayıt altına alınması gerekmektedir. Ancak bu tarihe kadar ekonomik yetersizlikler nedeniyle kayıt altına aldırmayan vatandaşlar köpeklerini sokağa bırakabilirler. Bu ırk köpekleri besleyen vatandaşların çoğu maalesef düşünüldüğünün aksine ekonomik düzeyi zayıf olan vatandaşlardır. Sokaklardan toplanacak hayvanlara yetecek kapasitede bakımevi veya barınak bulunmamaktadır. Bu durumda toplanan hayvanların uygun olmayan ortamlarda barındırılması söz konusu olacaktır. Bu durum ise hayvanlar için istenmeyen durumlara neden olabilir. Diğer taraftan mevcut barınak kapasitesinin toplanan hayvanlarla doldurulması, belediyelerin yıllardır sürdürdükleri kısırlaştırma ve diğer hayvan sağlığı hizmetlerini aksatacaktır.
Konu başta hayvan refahı ve sağlığı olmak üzere, toplum sağlığı ve çevre sağlığını yakından ilgilendirmektedir. İlgili kurumlar zaman kaybetmeden tüm bu riskleri hesaplayarak, ilgili meslek odaları ve sivil toplum örgütleri ile iş birliği içinde sorunu çözmek için bir program hazırlamalıdırlar.
Önerilerimiz;
Yasayla 14 Ocak’ta dolacak yasaklı ırkların kayıt tarihleri en az 6 ay uzatılarak, belediyelerin hazırlık yapmasına imkan sağlanmalıdır.
Ekonomik gücü elvermeyen köpek sahiplerine yasalar çerçevesinde ilgili kurumlar destek olmalıdır.
Yasaklı ırkların üretilmesi ve satışının engellenmesi için denetimler artırılmalıdır.
Yasaklı ırkları ellerinde bulunduran vatandaşlara kanunun emrettiği kurallar konusunda eğitim verilmelidir.
Mağduriyetleri önlemek için vatandaşlara sokak hayvanları konusunda bilgilendirme yapılmalı, saldırganlığın eğitimle verildiği anlatılmalıdır.
İlgili bakanlıklar geçici bakım evleri ve barınakların yapım giderleri için yerel yönetimlere destek olmalıdır.
Barınak ve geçici bakımevlerinin taşıması gereken standartlar oluşturulmalı, çalışan personel hayvan refahı eğitimi almalıdır.
Popülasyon yönetimi konusunda üniversiteler ve meslek odaları ile iş birliği yapılmalıdır.
İlgili bakanlıklarda yeterli sayıda veteriner hekim ve yardımcı personel istihdamı yapılmalı, büyükşehir belediyelerinde veteriner halk sağlığı dairesi, il ve ilçe belediyelerinde veteriner işleri müdürlükleri kurulmalıdır.
İstanbul Veteriner Hekimler Odası
İstanbul Tabip Odası
İstanbul Eczacı Odası
İstanbul Dişhekimleri Odası
İstanbul Barosu
İstanbul Serbest Muhasebeciler ve Mali Müşavirler Odası
TMMOB (İstanbul İl Koordinasyon Kurulu)