Ankara Keçiören ilçesinde ilkokul 4. sınıf öğrencisi T.Y. adlı çocuğumuz, başı boş köpeklerce  saldırıya uğramış  ve ağır yaralanmıştır. Saldırı sonrası ağır yaralanan çocuğumuza acil şifalar diliyor, ailesine geçmiş olsun dileklerimizi sunuyoruz.

Sahipsiz hayvanların bu elim olay gibi bir çok olaya sebep olmasının yanında, halk sağlığı açısından can yakan hastalıklara ve gıda güvenliğinde de olumsuzluklara  vesile olduğu bilinmektedir. Ayrıca mevcut durumda sahipsiz hayvan refahından da bahsetmek mümkün değildir. Bahsi geçen olumsuzlukların biran önce giderilmesi açısından konuyla ilgili çözümlere yönelik çalışmaların ivedilikle hayata geçirilmesi elzemdir.

Sahipsiz hayvanlarla ilgili olarak hayvan refahı, halk sağlığı, gıda güvenliği ve son zamanlarda yaşanan üzücü olayda olduğu gibi, toplum güvenliğini ilgilendiren her durumda, değişik kesimler tarafından yerel yönetimler üzerinden veteriner hekimlere suçlamalar yöneltilmektedir.

İlgili mevzuat nezdinde gerçeğe uymayan, akla mantığa aykırı yorumlar yaparak, kimi kesimlerce siyasetçiler, kamu yöneticileri, basın yayın ve özellikle belediye başkanları nezdinde veteriner hekimlerin hizmet alanları ile ilgili yanlış algılar yaratılmakta, özellikle bakımevlerinde çalışan veteriner hekimler ile yardımcı personeli, yada  bağlı oldukları veteriner işleri müdürlükleri üzerinde ciddi baskılar kurulmaktadır. Bu hizmetin sunulmaya çalışıldığı saha şartlarında ise hakaret, tehdit, cebir ve ayak diremelerle hizmetin sağlıklı sunulması da engellenmektedir.

Ülke genelinde mevcutta var olan bakımevlerinde, yetersiz imkanlar, altyapı eksiklikleri ve çok az sayıda personelle çalışan “veteriner hekimlerin yeterince kısırlaştırma yapmadığı” gibi suçlamalar doğru değildir. Kendilerine sunulan imkanlar ölçüsünde ortaya çıkan faaliyet, gayet orantılı ve beklenenin üstündedir. Ancak mevcut imkanlar hem yerelde, hem de ülke genelinde sorunun çözümü için gerekli olan imkanların çok çok altında, neredeyse yok denebilecek seviyededir.  Bu yetersizliklerin temel nedeni veteriner hekimler, yada kurum olarak belediyeler değil, “belediye başkanları” ve onlara karşı gerek “seçimde oy kullanarak“, gerekse “yetkilerini kullanmayarak yaptırım uygulamayan” herkestir.

Sahipsiz hayvan popülasyonu artışı ve vatandaşlara saldırılarının sık sık vuku bulmasının sebebi sadece “yetersiz kısırlaştırma işlemidir” demek tamamen yanlış bir algıdan ibarettir. Sahipli hayvanlarla ilgili yaptırımların uygulanmaması, sokağa sürekli bir hayvan akışının olması, isteyenin dilediği yerde gönlünün elverdiği sayıda hayvan bakıp, besleyebildiği bir arenada kısırlaştırma yaparak hayvan nüfusunun kontrol altına alınabileceğini düşünmek, ancak ve ancak “hayal kurmak” olarak nitelendirilebilir.  Bütün bunların üstüne, saha şartlarında görev icra eden personele “neden alıyorsun, küpeli hayvanı alamazsınız, suç işliyorsunuz, vs” gibi hesap soran şekillerde yaklaşıp, görüntülerini sosyal medyaya servis etmek gibi nahoş olaylar da hizmetlerin önündeki en büyük engellerdendir.

Neticede her türlü olumsuzluğa rağmen, toplumun geneline yönelik çözüm üretmeye çalışan tek meslek olan veteriner hekimler “sorunların merkezi” olarak lanse edilmeye çalışılmaktadır. Biz yerel yönetimlerde görev yapan veteriner hekimler olarak; mevzuat çerçevesinde gerekenleri yapmak konusunda hür irademizle kararlar vererek, görevimizi ifa etme arzumuzu kamuoyu ile  paylaşıyor, sahipsiz hayvan sorununun çözümünde Veteriner Hekimlerin elinin kuvvetlendirilmesinin gerektiğini düşünüyoruz. Sorunun çözümüne katkı sunmak adına yıllara dayan tecrübe ve bilgimizle hükümetimizin, bakanlığımızın ve belediye başkanlarının talep etmeleri halinde her türlü katkıyı ve desteği vermeye hazırız.

BVHD