Belediyelerde çalışan veteriner hekimlere sahipsiz hayvan sorununun çözülememesinin  nedenleri sorduk. Aldığımız  cevapları derledik. İşte madde madde cevaplar;

1. Bakanlıklar arasında yetki karmaşası var. Bilindiği üzere Kanun Hükmünde Kararname ile İçişleri Bakanlığı bünyesinde bulunan Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü kaldırılmış ve Yerel Yönetimler Genel Müdürlüğü kurulmuştur. Yetkiler Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı arasında paylaşılmıştır. 5199 Sayılı Kanunun uygulamasından sorumlu birim Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Doğa Koruma Milli Parklar Genel Müdürlüğündedir. Hayvan sağlığı sorumluluğu Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğündedir. Halk sağlığı ise Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü faaliyet alanı içinde kalmaktadır.

2. Sorunun büyüklüğü düşünüldüğünde oluşturulan bütçeler yetersizdir. 7332 Sayılı Kanunla Büyükşehir belediyelerine bir önceki yıl bütçesinin %0,3, diğer belediyelere %0,5 oranında kaynak aktarma zorunluluğu getirilmiştir. Ancak konunun takibi yapılamamaktadır. Bu bütçe de yeterli görülmemektedir.

3. Yerel yönetimlerin sorunu çözmekte isteksiz olmaları nedeniyle uygun ve yeterli tesisler açılmıyor, elverişsiz çalışma koşulları faaliyetlerin yürümesinin önünde engel teşkil ediyor.

4. Yerel yönetimler veteriner işleri müdürlüğü kurmayıp başka birimler altında faaliyet yürütmeye çalışıyorlar. Müdürlük olan yerlerde Veteriner hekimlerin dışında vasıflardan müdürler atanıyor. Liyakat ön planda tutulmuyor. Veteriner hekim istihdamı az, yardımcı personel ya hiç alınmıyor yada yetersiz alınıyor. Hizmetli personel görevlendirmeye istekli değiller.

5. Merkezi ve yerel yöneticilerin, toplumla kurmak istedikleri iyi ilişkiler hatalı sonuçlar doğuruyor. Vatandaş üzerinde olumlu algı oluşturmak için yapılan hatalı davranışlar geri dönüşümü zor sorunlara yol açıyor. Ayrılan yetersiz bütçeler kısmı olarak reklam niteliğindeki faaliyetlere gidiyor. Konunun uzmanları dinlenmiyor. Sorun vatandaşın merhamet duygularını kullanarak siyasi rant yada popülarite kazanma aracı olarak kullanılıyor.

6. Sorunun büyümesi fırsatçılığı beraberinde getiriyor. Vatandaşın merhamet duygularını sömürerek bağış adı altında paralar toplanıyor, amacına uygun kullanmak yerine şahsi menfaatlere harcanıyor. Ticaret alanında sahipsiz hayvanlara yönelik ürünler arz ediliyor, bir nevi sorunun devam etmesi yönünde teşvik var.

7. Sorunun hayvan sağlığı, halk sağlığı, çevre sağlığı ve gıda güvenliği boyutları hiç gündeme gelmiyor. Bu boyutları ile ilgili aksaklıklar görmezden geliniyor.

8. Antropomorfizm sahipsiz hayvan sorunu çözümünün önüne geçiyor. Konuya geniş perspektiften bakmayı engelliyor. Yanlış uygulamalara ve masraflara yol açıyor.

9. Gönüllü Yerel Hayvan Koruma Görevlisi gibi vasıflar kanuna uygun olarak dağıtılmıyor, görevleri koordine edilmiyor, sertifika sahipleri mevzuattaki sorumluluklarını yerine getirmiyor.

10. Sosyal medya kullanımı kötü emellere alet olmaya çok uygun. Yasal olarak yapılması gerekenler yanlış algı yaratan sosyal medya kullanıcıları tarafından engelleniyor. Örneğin yakma üniteleri gibi olması gereken yapılar oluşturulamıyor. İnfluencer tipi sosyal medya kullanıcıları olayları ve mekanları kendi takipçilerinin ilgi alanlarına göre çarpıtabiliyor. Dönem dönem de basın bu olaylara çanak tutuyor.

11. Yerel yönetimlerin özellikle veteriner işleri müdürlüklerini sürgün yeri gibi görmelerinden dolayı kalifiye elemanla çalışma imkanı kalmıyor. Genellikle gönülsüz çalışan personelle faaliyet yürütülüyor.

12. Kontrolsüz besleme, bilinçsiz koruma faaliyetleri, usulsüz hayvan transferleri hayvanların biyolojisinde değişikliklere yol açıyor üreme kapasitelerini arttırıyor.

13. Hayvan sahiplerinin amatör üretimleri ile profesyonel hayvan üretiminin kontrol edilemiyor olması sahipsiz hayvan sorununu büyütüyor. Ayrıca kırsalda bakılan ve kısırlaştırılmamış sahipli hayvanların (çoban, av veya kapı önü bekçi köpeklerinin) yavruları da kontrolsüz olarak üremeye katkı sunmaktadır. Sahipli hayvanların kayıt altına alınamamış olması, sokağa terklere imkan tanıyor. Yaptırımlar yetersiz kalıyor.

14. Yerel yönetimlerin veya hayvan istemeyen vatandaşların köpekleri şehir dışına bırakmaları yada rahat bakım imkanı olduğu için köpekleri kırsala götüren hayvanseverlerin oluşturduğu gayri resmi besleme odakları kontrolü zor bir üremeye neden oluyor.

15. Bilinçsizce soruna müdahil olanlarin, fanatizm ve radikalliğe varan davranışları faaliyetlerin mevzuata uygun yürütülmesini engelliyor.

16. Mevzuatta üstü kapalı geçilen konular uygulamada zorluklara neden oluyor. Ötenazinin uygulanacağı hayvanların tanımlarının net olmaması, sahipsiz veya sahipli hayvan tanımlarının net bir şekilde olmaması yerel yönetimlerde uygulamaların aksamasına neden oluyor.

17. 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanununda belirtilen kriterlere uygun yönetmelik olmadığı için kavram kargaşası oluşuyor. Uygulamalar ve faaliyetler yöreye ve kişilere göre değişiklik gösteriyor. Ülke çapında ilden ile, ilçeden ilçeye farklı uygulamalar var. Standart yok.

18. Görevlerini yapmayan yerel yönetimlere, belediye başkanlarına yaptırımlar yok. Yapmaları için teşvik ve denetimlerde eksik kalıyor. Adeta görevini yapmaya çalışanların cezalandırıldığı, yapmayanların ödüllendirildiği bir durum oluşmuştur.